KAYINPEDER KIRMIZI KART GÖDÜ DAMAT VERELİM
Kalemlerinin tepesinde kumbara deliği olan, kıymeti kendinden menkul dolma kalemler son zamanlarda yemlediklerinin fazlası algı yazılarına yöneldiler.
Kardemir hisseleri toplayan damadı olduğundan fazla hisse sahibi gibi göstermeye yönelik bu algı atakları işi bilenlerin muzip tebessümlerine neden oluyor.
Kardemir özelleştiği(!) günden bu yana çeşitli sermaye guruplarının sinsi operasyonlarına maruz kaldı.
“Kız aldı oyuna, oğlan aldı koyuna kaçtı.” Misali o günlerden bu yana bu halka açık şirketi piyasalarda çerez sayılabilecek paralarla yönetip, büyüyenler şirketin karlılığını istedikleri seviyelerde idare ettirdiler.
Manşetlere bakarsanız adam şirkete sahip olmuş.
Kelime oyunlarına bakarsanız bir guruptan aldığı hisse, bütün guruplara hakim oldu gibi algılara sebep olmuş.
Konfeksiyon mağazalarının işinin ehli tezgâhtarları müşterisine gömlek satamaz ise iç çamaşırı satarmış.
O misal.
Kayınpeder kırmızı kart görünce, damat yerli işbirlikçilerle sahaya sürüldü.
Üstüne basa-basa, Rahmeti Deli Ömer Amca’ya, cennet mekân Deli Kezban Teyze’ye anlatır gibi bir kez daha hatırlatalım.
Kardemir biz özelleştirme değil, devir sözleşmesidir.
O günün erk sahiplerinin Odalar Birliği koridorlarında kapalı kapılar ardında al gülüm-ver gülüm ilişkileri ile belirli guruplara imtiyaz sağlayan bir şirket ana sözleşmesi ve ÖYK kararı ile gelen bir sonuçtur.
Mahkemelerin iptal kararı vardır.
Demir Çelik Fabrikalarının özelleştirilememesi halinde kapatılma kararı alındığı günlerde, sivil toplum örgütlerinin yöneticileri ile oluşturulan şehir meclisi, şirket ana sözleşme taslağı ortaya çıktığında bazı maddelere “ART NİYETLİ KİŞİLERİN” bu sözleşme ile ileride burayı ele geçirebileceğine dikkat çeken bir bildiri yayınlamıştı.
Bizim de imzamızın bulunduğu bildiride imzası olmayanlardan birisi de şimdilerde yönetim kurulu üyesi o günlerde TSO başkanı olan Kamil Güleç’tir.
Eğilip Bakılacak çok şey var.
İnsan zaman geçtikçe bazı şeyleri daha iyi anlıyor.
Ve, bir de gerçeğin er ya da geç ortaya çıkma özelliği var.
İsteyene özelleştirme(!) ve kapatma sürecini istedikleri şekilde anlatırız.
Anılarla, yazılı belgelerle.
Devletin hafızası hep diridir.
Yarına bırakır ama yanına bırakmaz.
KİRALIK ARAÇLAR
Valimiz Mustafa Yavuz titiz bir insandır.
Yapılan işin kitabına uygunluğuna bakar, inceler, araştırır.
Bilgi sahibidir.
Gereğini yapmaktan geri durmaz.
Kamu araçlarına bir baksın.
Özellikle kiralıklara.
Bu araçlar kimlerin kullanımlarında, mesai saatleri dışında kaç kilometre yapmış, niçin yapmış?
Resmi hizmete sunulmuş kiralık araçların kullanımına sunulan şahıslar tarafından “Yağma Hasan’ın böreği” gibi kullanıldığına dair söylentiler ayyukta.
Bizden söylemesi.
KÜÇÜK DOKUNUŞLAR
Ufak dokunuşlarla bir şeyler olabiliyormuş demek ki.
Kaynak yaratılabiliyor, toplumun menfaatlerine uygun işler yapılabiliyormuş.
Fevzi Fırat Cadde’sine yapımında sona gelinen küçük parktan bahsediyorum.
Belediye Başkanı Özkan Çetinkaya bu parkın kenarına kondurduğu umumi tuvaletle şehir merkezinin en büyük sorunlarından birisini de çözmüş oldu.
Artık insanlar koştur-koştur iş merkezlerinde ihtiyaç gidermek için uğraşmayacaklar.
Ukalalıkla değil, küçük dokunuşlarla olabiliyormuş demek ki.
Devamını bekliyoruz başkan.