FİLM SİL BAŞTAN
Ortada besbelli bir pazarlık var.
Şimdi kapalı kapılar ardında olsa bile ipuçları pazarlığın boyutunu ortaya koyuyor.
Dünyada belki örneği il olan kendi başbakanlığının feshi için çalışan kişi olan Binali Yıldırım malumu ilan ediverdi.
Bana sorarsanız Yıldırım’ın bu konuşması öyle kürsüden rast gele söylenmiş sözler değil.
Ne diyor;
Anayasa değişikliğinin Türkiye için öncelikli olduğunu düşünüyorum. Anayasadaki vatandaşlık konumu da gözden geçirilmeli, Erdoğan’ın tekrar cumhurbaşkanı adaylığının önü açılmalı.”
Anladınız mı, ya da anlar gibi oldunuz mu?
“Silahlar gömülsün, analara ağlamasın.” Görüntü.
Şahane olan terör örgütü destekçisi partinin de oyları ile vatandaşın onayını alamayacaklarını gördükleri Anayasa’yı mecliste referandumsuz halletmek.
Vatana ihanetten, 50 bin can kaybının emrini vermekten idam mahkumu (İdam cezası kalktığı için ömür boyu ağırlaştırılmış hapse mahkum) ve onunun meclisteki uzantılarını muhatap almak nedenlerden birisi.
Bölücü başının mektubundan çıkarılan bölüm de meclis başkan vekili tarafından korsanca ifade edildi ki, heybedeki turpun çapı orada.
Konunun Uzmanları ne diyor?
“Çağrı, Ortadoğu’da haritaların yeniden çizilmek istendiği, ABD’nin tüm dünyada ve Ortadoğu’da egemenlik gösterisi yaptığı bir zaman dilimiyle örtüşmektedir.
– “Kürt realitesinin inkârı”, “dönemin sosyalist sisteminden etkilenme”, “demokratik siyaset kanallarının kapalılığı” gibi gerekçeler öne sürülerek PKK’nin kuruluşu ile yaklaşık yarım yüzyıldır Türkiye’de yürüttüğü ayrılıkçı terör ve şiddet eylemleri haklı gösterilmeye çalışılmıştır.
– Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesi, ilkeleri, ulus-devlet yapısı “tek tipçi” gibi tanımlamalarla suçlanarak bütün bunlar terörün gerekçesi olarak sunulmuştur.
– Yurttaş eşitliği ve kardeşliğini bozmak, yıkmak için yıllarca her türlü bölücülüğe başvurmuş olan bir örgüt başı, yüzyıllardır varlığını sürdürmekte olan Türk-Kürt kardeşliğini sözde yeniden sağlayan kişi rolünü üstlenmek istemektedir.”
Binali Yıldırım’ın açıklamaları ve diğerlerine bakıldığında bu pilavın çok su kaldıracağı görünüyor.
Bayrama bir örtülü af da işin kremalı tatlısı olur mu?
Pazarlık şahane.
Türk Milletini refleksini görmek lazım.
ADAMI YAKTIK MI?
Levent Özmen’i yaktın dediler.
Dostlarımız aradı, Vatanını sevenler, Karabük’ü sevenler, Kardemir’i sevenler aradı. Yazmasaydın keşke, yaktın dediler. Şahit olduklarımız ve bilinenler unutulmasın istedik, tarihe not düştük. Hepsi bu.
Uzunca bir zamandır Kardemir’in Savunma Sanayi alanına yönelmesi gerektiğini, bunun için Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Demir ve Karabük Milletvekili Ali Keskinkılıç’ın şans olduğunu söylüyoruz. Bunun arkasındayım.
Kardemir’in en zor zamanlarını yaşarken, onun çözüm getiren fikirleri vardı. Çoğuyla dalga bile geçtiler ama zaman onu haklı çıkardı. Bugünden daha zor krizlerde hep o vardı ve sonrasında M.S.B. savunma teknolojileri merkezinde dersler verdi.
İşte bunun için Levent Özmen dedik.
Milleti için tecrübesinin yanında yüreğini de ortaya koyabilecek isim olarak biliyoruz. Ömrü de bunu gösteriyor.
Eğitimi, alandaki başarısı ortada.
Haa bir de işi bilenler de bunu diyor.
Karabük Valisinin başkanlık ettiği bir toplantıda “Karabük’ün sahibi yok.” demek ne demektir ? Bunu bilmeyen, Necmettin Erbakan’ın milli harp sanayi felsefesinden anlamadığı halde milli görüşçü olan kör ideolojik takıntılardan daha büyüktür Kardemir.
Levent Özmen gibilerin kıymeti yaşadıkları sürece bilinmez. Bir keresinde neden yurtdışına gitmiyorsun dediğimde; “Sevdasına ömrümü adadığım milletimi, vatanımı bırakmam” Demişti.
Bilinsin ki, Levent Özmen’in Kardemir macerası bizim yazımızla başlamadı.
Levent Özmen’in kıymeti bizim yazımızla da azalmaz.
Yeniden başlamadan bitecekse de, bitsin be…
Ne hırsızlık ne yolsuzlukla anılmadı.
Elinde ne yetkiler ne imkanlar geçti de birisini kendisi için kullanmadı ve kullandı diyen bile çıkmadı.
Özelleştirmeden başlayarak kimler geldi kimler geçti?
Ama Levent Özmen gibi omurgalısı, etiketini sırtında taşımayan adamlar süreç içerinde, içeride de dışarıda da hep var oldu.
Konuya devam edeceğiz …