Sanıyorum 1990’lı yılların başıydı onu tanıdığımda.
Demir Çelik İşletmeleri Genel Müdürü Prof. Dr. (0 zamanlar Doç.Dr.) C. Sencer İmer’in yanındaydı. O günden Kardemir’den ayrıldıkları zamana kadar görev pozisyon nedir diye bakmadı, işi başarma peşindeydi. İşçiler sıfır zamma imza atarken de onlarla sıfır zam aldı.
Şimdi Sencer Bey’in demir ve çelik konularındaki maharet ve yetkinliğini anlatmaya kalksak ooo zaman da kâğıtta yetmez. Demir çelik sanayimize ve Ülkemize katkısı konusunda kimsenin şüphesi yoktur.
Özelleştirme esnasında, Kardemir Yönetim Kurulu Başkanlığında, 36 metrelik ray yatırımında, Borsa’ya girerken, Kardemir her dara düştüğünde ve çalışanlar vakfının kurulmasında hep merhum İmer’in yanı başında idi.
Sadece orada da değildi .. .Vatan sevdalısı ve işinin dehalarının talebesiydi. Bir bakıyorsunuz Merhum Başbuğ Alparslan Türkeş’in ışık verdiği delikanlı olarak Türk Kurultayında, bir bakıyorsunuz MHP Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli oy kullanmaya giderken yanı başında, BOR İdaresinde atılımı anlatırken televizyonlarda, şeker fabrikasında yeni yatırımları yaparken kısaca görülebilecek ve görülmeyecek heryerde ülkeye hizmet için mücadelenin içindeydi.
Zırh Çeliğinde zoru başarmış ülkemize kademe atlatmış, roket yakıtı üretiminde görev almış bir isim.
Levent ÖZMEN.
Devlete millete kurban, kafası çalışan ve Merhum Başbuğ Türkeş’in dediği gibi; “Dik başlı değil, başı dik.” Bir bilim adamı. Kardemir’de dahil onla çalışan herkes bilir, başı her zaman dikti.
Şimdilerde Kardemir’de savunma sanayi ve zırh çeliği konuşuluyor ya?
Aha tam da Levent Özmen’lik iş.
Yıllardır gelecek diye hep konusu olur, Kardemir’e geldi gelecek diye de bekliyoruz. Prof. Dr. İsmail Demir yaparsa ancak o yapacaktı. Ama olmadı, bir kere de daha liyakate bakıyorlar derken, yine yeniden yanılttılar bizi.
Yıllardır gelecek diye hep konusu olur, Kardemir’e geldi gelecek diye de bekliyoruz. Prof. Dr. İsmail Demir yaparsa ancak o yapacaktı Kardemir Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Demir savunma sanayinden geliyor. Gayretini ve hedefini az çok anladık ama ayağındaki prangaları ve yetersiz, liyakatsiz ama inatçı grupları, milli görüşçü engelleri aşabilse kim bilir neler yapılabilecek?
Fakat olmadı, bir kere de daha liyakate bakıyorlar derken, yine yeniden yanılttılar bizi.
Bizim bu yazımız Levent Özmen’e zarar verebilir.
Öyle ise neden yazdın dediğinizi duyar gibiyim?
Biraz hafızaları tazeleyelim dedik. Bugünleri göremez, batacak dedikleri Kardemir’i bugünlere taşıyanları, o oturdukları yerler için emek verenleri hatırlatalım istedim.
Kardemir savunma sanayinde de etkin olmalı.
Bu etkinlik için yetkin kişiler olmalı. Sınırları aştıracak güçte tecrübe ve azim gerekli.
İşin mücadelesini başından itibaren vermiş, nereden nereye gelindiğini bilen, bu bacaların kıymetini bilen, Devlet ve Millet diyebilen insanlar işin içerisinde olmalı.
Levent Özmen hiç şüphesiz bunlardan birisidir.
Yetkinliği, liyakati belli.
Öyleyse daha ne beklenir ki?
CİNAYET ELBET DÜŞÜNDÜRDÜ
Ülkemizdeki geçici koruma altında bulunan geçici sığınmacıların bu ülke için
milli güvenlik ve asayiş sorunu olduğunu söyleye gelenlerdeniz.
ABD’nin Afganistan’da Taliban’a karşı eğittiği ve savaştırdığı askerlerden
büyük bir bölümü ülkemizde yaşıyor.
Eğitimlerini sürdürüyorlar, dolar cinsinden maaşlarını almaya devam
ediyorlar, ortalarda fazla görünmüyorlar.
Ancak varlar.
Sayıları da bir hayli yüksek.
Şehrimizde Afganlı bir aile olaya karıştı.
Ağabey gözünü kırpmadan kardeşi ve yengesini kafalarına mermi sıkarak çocuklarının
gözü önünde öldürdü.
Allahtan fazla kaçamadan güvenlik güçlerince yakalandı.
Nasılları, nedenleri elbette sorgulanacaktır.
Kuru sıkıdan dönüştürülen silahın nasıl elde edildiği elbet
araştırılacaktır?
Olayın aile içi tartışmaya indirgemek, büyük resmin görünmesini
engelleyecektir.
Öldürme şekli tedirginliğimizi sadece artırdı.
Hatırlatalım dedik.
ŞU TRAFİK, TRAFİK
Önceki Belediye Başkanı Rafet VERGİLİ Karabük kamuoyunun gözünün içine
baka-baka “Şehirde trafik sorunu yok.” Diyerek kafa geçti.
Ama hepimiz biliyoruz ki bu memlekette trafik sorunu belaların en büyüğü.
Çözüm için kafa yoran parmak sayısı kadar.
Sürücüsü sürücü gibi değil, yayası yaya gibi değil.
Parkı park gibi değil.
Ama acil el atılması gerekiyor.
Radar, çevirme, dron tamam.
Ama çare değil.
Çare olması gerekenlerin umurunda değil.
Ufak dokunuşlarla çözülebilecek sorun yumak haline geliyor.
Şimdi ramazan da geliyor ki.
Aman aman.