“Sözleşmeli Arıcılık” modeliyle binlerce arıcıyla çalışan BEE’O Propolis firmasının Genel Müdürü Gıda Yüksek Mühendisi Aslı Elif Tanuğur Samancı, “Muğla ve ilçelerinde doğa kendini iyileştirene kadar çam balı üretimi mümkün olamayacak. Yangından hasar gören arıcılarımızın yaralarını hep beraber saracağız, bölgenin orman varlığının tekrar zenginleştirilmesi için hep birlikte çalışacağız. Yanan ormanlar nedeniyle çam balı üretiminden ve ihracatından kayıp yaklaşık 100 milyon dolar” dedi.
28 Temmuz’da Manavgat’ta başlayıp Marmaris, Bodrum, Köyceğiz gibi Türkiye’nin biyoçeşitlilik açısından en zengin bölgelerinde etkili olan yangınlar, arıcılık faaliyetlerini derinden etkiledi. Dünya çam balı ihtiyacının yüzde 92’sini sağlayan Muğla ve ilçelerinde arıcılık durdu. 150 bin ailenin geçimini arıcılıktan sağladığı ülkemizde, yangından etkilenen bölgelerde 11 bin kovanla birlikte arıcıların üretimde kullandıkları malzemeler de büyük zarar gördü. Arıcılık sektörünün önde gelen profesyonelleri yangınlardan dolayı oluşan hasarı ortaya koymak ve sorunlara çözüm önerileri için Muğla’da buluştu.
Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği, Muğla İli Arı Yetiştiricileri Birliği ve Güvenilir Ürün Platformu’nun BEE’O Propolis’in destekleri ile ortak düzenlediği panel bir otelde gerçekleştirildi. Panel öncesi Muğla’nın Marmaris ilçesindeki yangından çok büyük hasar gören Osmaniye köyündeki arıcılar ziyaret edildi. Ziyaret sırasında durum tespiti yapılırken, gelecekte hasarın giderilmesi için yapılması gerekenler de bölge arıcıları ile görüşüldü.
Çam balı masaya yatırıldı
Mevcut durumun konuşulduğu ve çözüm önerilerinin paylaşıldığı panelin açılış konuşmalarını Muğla İli Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Veli Türk, Ahbap Derneği Başkan Yrd. Emrah Aydoğdu ve Dalaman Belediye Başkanı Muhammet Karakuş yaptı.
Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği Başkanı Ziya Şahin, hasarın boyutlarını anlatırken, yangının çam balı üretimine etkilerine dikkat çekti. Arıcılara destek olmak için hazır olduklarını belirten Şahin, şöyle konuştu:
“Geleceğimiz için ormanların çok daha değerli olduğu günümüzde, yaşanan bu feci olay bitki çeşitliliğine, canlı hayatına ve arıcıların geçim faaliyetlerine büyük zarar verdi. Tek tesellimiz şu ki bu olay 15 gün sonra gerçekleşseydi, mevsim faaliyetleri dolayısıyla bölgeye getirilen 3,5 milyon arı daha yaşamını kaybedecekti. Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği’nin 72 bin üye arıcısı ve görevlileri olarak ile birliklerimize, bölge halkımıza ve arıcılarımıza destek olmaya hazırız. Acımız büyük ve birlikte aşacağız.”
Çam balını kurtaracak öneriler
Şahin, çam balı üretim alanları ile ilgili acil önerilerini, “Çam balı üretiminde kızılçam üzerinde bulunan basralı böceği çok önemli. Son yıllarda yanan veya kaybedilen alanların tekrar basralı saha haline gelmesi 35-40 yılı bulacak. Arıcımızın meslekten kopmadan bu süreyi geçirecek tahammülü yok. Bakanlığımızca acil olarak çam balı üretimine uygun basra olabilecek alanlar belirlenmeli, bu alanlar 3 yıllık plantasyon programına alınarak ülke arıcılarının kullanımına sunulmalı. Acil eylem planı hazırlamak üzere; Tarım ve Orman Bakanlığımız başta olmak üzere üniversiteler, ilgili kamu kuruluşları ve Arı Yetiştirici Birlikleri ile beraber çalıştay yapılmalı. Yanan orman alanlarında; yeşil aksamı bulunan ağaçlar kesilmemeli, tahribatın tam olarak tespit edilebilmesi için 1 yıl beklenmeli. Basralı orman alanlarının tespiti ve bu alanlarda ormancılık faaliyetlerinin belirlenen/belirlenecek esaslara göre işletilmesi hususu böceğin doğal olarak yayılış yaptığı Antalya, İzmir, Denizli, Balıkesir, Çanakkale ve İstanbul Orman Bölge Müdürlükleri içinde plan yenileme dönemlerinde yapılmalı. Böylelikle ülkemiz çam balı üretim alanlarının (Basralı) envanteri çıkartılmalı ve bu alanlardan yararlanma düzeyi artırılmalı. Çam koşnilinin zararlı böcek kategorisinden çıkartılması için yapılacak saha çalışmaları ile basra böceğinin adapte olabileceği bölgeler belirlenmeli ve buradaki kızılçam ağaçlarına böceğin transplantasyonu yani aşılanması yapılmalı. Üretim gerçekleşmeyen birçok bölge göz önüne alınınca, arıcılarımızın bu yıl ödemesi gelen Tarım Kredi Kooperatifleri ve Ziraat Bankası’na olan borçları, ülke genelini kapsayacak şekilde ertelenmeli veya affedilmeli” diye sıraladı.
“1.2 milyon arı kovanı açlık aile karşı karşıya”
Muğla İli Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Veli Türk ise Muğla’nın arıcılığın merkezi olduğunu ilettikten sonra “Arıcılık böyle bir acı görmedi. Küresel ısınmayı en çok hisseden kesim arıcılar oldu. 3 yıldır etkisini hissettiğimiz küresel ısınma sonucu yangın öyle bir geldi ki tüm umutlarımız tükendi. Umutlar tükenirse arıcılık yok olur. El ele verip çıkış yolu bulma zamanı. Derdimiz var. Tarım ve Orman Bakanlığının yangından etkilenenler için açıkladığı desteklerin tüm Muğlalı arıcılar için uygulanmasını istiyoruz. 10 bin dekar çam sahamız yandı. Bu yangın tüm arıcıları etkiledi. Dolayısıyla bu sorun Muğla’nın sorunu değil, tüm Türkiye’nin acısı ve sorunudur. 200 yıllık çam ormanlarımız yandı. Çam balı üretiminde elzem olan ve ağaçlarda yaşayan basralı çam pamuklu koşnilini de kaybettik. Önemli bir ekosistem kaybımız var. Arıcılığın yaşaması için acilen bölgeye arılar için yem tedarik edilmeli, şu anda 1,2 milyon arı kovanı açlık tehlikesi ile karşı karşıya. Bölgeye her yıl ziyaretçi olarak gelen kovanlar da dikkate alınırsa toplamda 40 bin ailenin baktığı 3,5 milyon arıyı kurtarmalıyız” diye konuştu.
100 milyon dolarlık ekonomik kayıp
Sözleşmeli Arıcılık modeliyle propolis, ham bal, polen, arı ekmeği ve arı sütü üretimi için binlerce arıcıyla çalışan BEE’O Propolis firması Genel Müdürü Gıda Yüksek Mühendisi Aslı Elif Tanuğur Samancı, “Yangının Arıcılık Sektörüne ve Çam Balı Üretimine Etkileri ve Yapılması Gerekenler” konulu sunumunda arıcılık sektörünün yangınlardan nasıl etkilendiğini çarpıcı rakamlarla ortaya koydu. Samancı, “Öncelikle yangından zarar gören tüm vatandaşlarımıza geçmiş olsun. Bölge, artık arıcılık faaliyetleri için uygun koşullara sahip değil, ormanlarımız kül oldu. Bu bölgenin en kıymetli ürünlerinden olan çam balının üretimi için uygun ekosistem yok oldu. Birçok arıcımızın evlerini, kovanlarını, arılarını, bal depolarını, bal sağım makinelerini kaybettiği bu yangınlar bizleri son derece üzdü. Hem doğanın hem vatandaşlarımızın büyük zarar gördüğü bu olayın ardından en hızlı şekilde toparlanmak için hep birlikte el birliğiyle çalışacağız. Yangın bölgesinde resmi rakamlara göre 11 bin kovan kaybedildi” dedi.
Çam balı ihracatının önemine dikkat çeken Samancı, yanan ormanlar nedeniyle çam balı üretiminden ve ihracatından kaybın yaklaşık 100 milyon dolar olduğunu ifade etti.
Samancı, “Bölgede çam ağaçlarının tekrar nektar verecek olgunluğa gelmesi 30-40 yıllık bir süreç alacağından bölgedeki arıcıların propolis, arı sütü, polen, arı ekmeği ve arı zehri gibi diğer katma değerli arı ürünlerinin üretimine yönelmesi gerekiyor. Bu amaçla bölgedeki arıcılara sözleşmeli arıcılık modeliyle bu ürünlerin üretimini sağlayacak projeleri başlatıyoruz. Uygun ekipman, malzeme ve eğitimleri de vererek önümüzdeki yıl katma değerli bu ürünlerde gelir elde etmelerini hedefliyoruz’’ dedi.
“Peşin alım garantisi”
Gıda Yüksek Mühendisi Aslı Elif Tanuğur Samancı, bölgedeki zarar gören arıcıların hali hazırda üretmiş oldukları arı ürünlerinin tamamını peşin olarak alacaklarını belirtti.
Ayrıca Türkiye’de arıcılıkta birinci olan bölgede, arıcılığın devamlılığını sağlamak için 5 farklı projeyi sivil toplum örgütleri ile birlikte hayata geçireceklerini açıkladı.
“Çam kozalaklarının önemi “
Karabük Üniversitesi Orman Fakültesinden Prof. Dr. Ali Kavgacı ise konuşmasında yangın sonrası restorasyon çalışmalarının önemine değindi. Bölgede evin sahibinin, kızılçam olduğunu söyleyen Kavgacı, “Ormanlar bahçe değildir ayrıca kozalak da patlamaz” dedi.
Kavgacı, “Yanan alanların içinde 30 yaş ve üstü kızılçam ormanları varsa, yanmış ağaçlardan toplanan kozalaklı dalların araziye serilerek bırakılması yeterli. Daha genç kızılçam ağaçlarında ise yeterince kozalak ve tohum olmayabilir. Bu alanlarda ise çevrede yanmamış ormanlardan tohum ve kozalak toplanıp yangından zarar gören alanlara sermek yeterli olacaktır” diye belirtti.